09 Kasım 2010

AB kargo taşımacılığında güvenliği artırıyor

AB, bombalı paketlerle ortaya çıkan terör tehlikesinin ardından havayolu ile kargo taşımacılığına yeni güvenlik önlemleri getirmeyi kararlaştırdı. AB, bu konuda bir plan oluşturmak için harekete geçti.
 

Almanya’nın girişimi ile Brüksel’de dün bir araya gelen AB’nin içişleri bakanları, bombalı paket tehlikesinin ardından havayolu ile kargo taşımacılığında güvenliği artıracak önlemleri görüştü.

Toplantıda beş maddelik bir plan sunan Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, Birlik sınırları içinde kargo taşımacılığının daha sıkı denetlenmesine gayret edeceklerini söyledi.

“Kontrol artırılmalı”

Havayolu ile kargo taşımacılığının genellikle küçük bir bölümü kargo uçakları ile yapılıyor. Kargonun yaklaşık yüzde 60’ı ise yolcu uçaklarının bagaj bölümlerindende taşınıyor.

Alman İçişleri Bakanı Thomes de Maiziere işte bu noktaya dikkat çekerek “Bagaj ve diğer kişisel eşyalarının inceden inceye kontrol edilmesi, uçak yolcusunun ne kadar çıkarına ise aynı uçakta taşınan kargonun tam olarak denetlenmesi de o kadar çıkarınadır" diye konuştu.

Ancak bu, her kargonun denetlenmesi anlamına gelmiyor. Avrupa’da güvenli kargo prensibi hala geçerli. Buna göre, teslimatı yapan ya da yükü taşıyan şirket bir kez güvenli olarak kategorize edilmişse, işletmeye ait mallar uçağa denetimsiz alınabiliyor.

Alman İçişleri Bakanı de Maiziere, bu uygulamaya ilişkin olarak “Burada sorun, bu uygulama yeterli midir, değil midir? Yoksa bunun ötesinde bazı durumlarda rastgele denetimler, ulusal ölçekte kontroller gerekli midir değil midir? Bunun ortaya çıkartılması gerekiyor” diye konuştu.  

Beş maddelik plan

Bakan de Maiziere havayolu ile kargo taşımacılığında güvenlik önlemlerine ilişkin olarak AB’li mevkidaşlarına beş maddelik bir plan sundu. Öncelikle AB üyesi ülkelerin acilen alacakları önlemleri karşılıklı görüşerek, uyumlu hale getirmeleri öngörülüyor. Plan ayrıca, geçici olarak bazı ülkelerden kargo alınmamasını da içeriyor.

Alman İçişleri Bakanı de Maiziere bu noktaya şöyle açıklık getirdi: “İkinci nokta, güvenli olmayan üçüncü ülkeler konusunda görüş birliği sağlamaktır. Bunu da koordineli bir biçimde saptayabiliriz. Üçüncüsü, güvenli olarak görmediğimiz havalimanlarında kontrolleri artırmaktır. Dört: şüpheli paketlerin şimdi olduğundan daha sıkı bir biçimde denetlenmesini sağlayacak bir sistem oluşturulması ve beşincisi, yetki konusunun bir kez daha gözden geçirilmesi.”

Alman İçişleri Bakanı yetki konusunu da gündeme getirdi, zira AB içinde ve Almanya’da havayolu taşımacılığı, bazen Ulaştırma Bakanlığı, bazen de İçişleri Bakanlığının sorumluluğu altında görev yapıyor.

Bombalı paket paniği

Bakanların, ne tür önlemler alınacağını tartışmak üzere bir heyet oluşturmaları bekleniyor. İngiltere ve Dubai'de geçen ay sonunda Yemen'den gönderilen kargoda iki bombalı paket bulunmuştu. Paketlerin üzerindeki adres, Chicago'daki iki sinagoga aitti. Bombaların uçaklarda ele geçirilmesinden bir hafta sonra, Yemen'deki El Kaide örgütü saldırı planının sorumluluğunu üstlenmişti. Birçok ülke bu olaylardan sonra Yemen'den uçuşlara izin vermiyor.

Ayrıca Almanya Başbakanı Angela Merkel adına Yunanistan’dan postalanan bir paketin içinde de patlayıcı maddeye rastlanmıştı. Ancak bu olayın ardında Yemen bağlantısı ortaya çıkmamıştı. Yetkililer, Yunanistan’daki aşırı solcu grupların paketi göndermiş olabileceği üzerinde duruyor.

© Deutsche Welle Türkçe
Andreas Reuter, Çeviri: Çelik Akpınar
Editör: Ahmet Günaltay

25 Ekim 2010

Uçak biletlerine çevre kirliliği zammı gelecek

Uygulamanın AB ülkelerine yapılan uçuşlarda bilet fiyatlarına da yansıyacağını vurgulayan Karaer, “Emisyon kotasıyla uçuş maliyetleri aratacağı için, bilet fiyatları da otomatik olarak yükselecek. Dünya AB ülkelerine daha pahalıya uçacak” dedi.

Antalya merkezli havayolu şirketi Corendon Airlines Genel Müdür Yardımcısı Batuğhan Karaer, uçakların oluşturduğu karbon oranını azaltmak amacıyla AB'nin havayolu şirketlerine yönelik 2012'den itibaren uygulayacağı emisyon kotasının havacılık sektöründeki yatırım oranlarını düşüreceğini kaydetti. Uygulamanın uçuş maliyetlerini de artıracağını dile getiren Karaer, “AB'nin belirlediği kotaların üzerine çıkan havayolu şirketleri ancak kota satın alarak uçuşlarını gerçekleştirebilecek” diye konuştu.

Uygulamanın 2012'den itibaren başlatılacağını söyleyen Karaer, AB'nin çevrenin korunması söylemi ile böyle bir kota uygulamasına gittiğini dile getirdi. Karaer, “Uygulamaya göre havayolu şirketlerinin bu yıl AB ülkelerine yaptıkları uçuşlar sırasında atmosfere yaydıkları emisyon oranları tespit ediliyor. Bu tespitler üzerinden kota oranı belirlenecek. Belirlenen kotanın üzerine çıkan şirketler ilgili komisyonlara para ödeyerek uçuşlarını gerçekleştirebilecek. Yani şirketler AB'den emisyon kullanma hakkı satın almaya başlayacak” dedi.

”Yatırımları zora sokar”
Batuğhan Karaer, uygulamanın uçuşlara kısıtlama getireceğini bu durumun da yatırımlara yansıyacağını belirtti. Karaer, “Kota ile karşı karşıya kalan şirketler elbette havacılık sektörüne yapacağı yatırımları gözden geçirecek. Çünkü filoya eklenen her uçak emisyon kotasını zorlayacak. Şirketler de ek maliyetlerden kaçmak için kapasitelerini sınırlandıracak. Otoriteler bu uygulamanın sektöre 2- 3 milyar dolarlık bir ek maliyet getireceğini konuşuyor. Bu durum yatırım kadar bilet fiyatlarına da yansıyacaktır” diye konuştu.

Karaer, Corendon olarak yatırım faaliyetlerini gözden geçirdiklerini söyledi. Karaer, “Bu saatten sonra yatırım kararları ister istemez daha zor alınacak. Şu anda 7 uçağımızı maksimum seviyeye kadar kullanmaya çalışacağız. Ayrıca uygulamaya ilişkin raporlarımızı hazırlayarak şirketimiz için belirlenecek kota miktarının açıklanmasını bekleyeceğiz. Çünkü kota seviyemiz bu yıl içinde yapacağımız uçuşlara göre belirlenecek. Bu yüzden bu yıl AB'ye yapacağımız uçuşlar biz dahil tüm havayolu şirketleri için stratejik hale geldi” dedi.

Karaer, emisyon kotasının çevreci motora sahip uçakları da ön plana çıkaracağını kaydetti.

Uçaklarin atmosfere etkileri
Uçaklardan atmosfere yayılan gazlar arasında karbondioksit (CO2), azot oksit (NOx), su buharı, metan olmayan uçucu organik bileşikler, karbonmonoksit (CO), kükürt oksit (SOx) ve kurum bulunuyor. Bu gazların etkisi, bırakıldığı yüksekliğe göre değişiyor. Yükseklik artıkça, gazların atmosfere olan etkileri artıyor. Dünya Meteoroloji Örgütü'nün yaptığı araştırmalar, bu gazların iklim değişmesine etkilerini ve global ısınmayı artırdığını ortaya koyuyor. Yolcu uçaklarının uçtuğu 8- 13 bin metre yükseklikte motordan çıkan su buharı ve gazlar donarak izler oluşturuyor. Yapılan araştırmalar bu izlerin ‘sirüs’ bulutların artmasına neden olduğunu ortaya koyuyor. Bulutlar gündüzleri güneş ışığını yansıtarak hava sıcaklığını düşürüyor. Geceleri de dünyanın sıcak havasının uzaya kaçmasını engelleyerek gecelerin daha ılık geçmesini sağlıyor.
[Radikal Gazetesi]

21 Ekim 2010

Artan maliyetler turizmde tehlike alarmı veriyor [Volkan Şimşek]

Turizmciler, ülkemizin dünya turizmindeki yerini daha üst mertebelere çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Ama artık artan maliyetler ve kur baskısından dolayı turizm sektörü boğulmak üzere ve yavaş yavaş tehlike sinyalleri veriyor.

Turizm sektörü ülkemizde öyle bir hale gelmiştir ki diğer birçok sektöre lokomotif olmakta. Rakamları inceleyecek olduğumuzda ülkemizdeki bin iki yüzün üzerindeki tesis yılda 60 bin ton kırmızı et ve yaklaşık 40 bin ton beyaz et tüketmekte. Ülkemizde turizm sektörü 54 diğer sektöre destek vermekte ve yılda yaklaşık 11 milyar dolarlık mal ve hizmet alımı yapmaktadır.

Yapılan istatistiklere göre büyük ölçekli 400 odalı bir tesis yılda bin ton yiyecek ve yaklaşık 600 ton içecek ürün tüketiliyor. Ülkemizdeki toplam tesislerin yıllık yiyecek tüketimleri bir milyon tonu ve içecek tüketimleri 600 bin tonu geçmekte.

Turizm sektörüne en fazla ürün sunan sektörlerin başında et sektörü geliyor. Bu sektör otellerin günlük kullanımları sıralamasında da ön sıralarda yer almakta. 5 yıldızlı bir tesis yılda et sektöründen ortalama 40 ton ürün alıyor. Bu miktar otelin konseptine göre yılda 70 tonları buluyor.

Otellerin tükettikleri ürün kalemleri arasında miktar olarak en büyüklerinden biride meyve ve sebzede ise yıllık tüketim 350 ile 500 ton arasında değişmekte. Ülkemizde toplam tüketim hesaplandığına bu meblağ 600 bin tonlara ulaşıyor. Otellerin bu sektöre yıllık yarattığı girdi 250 milyon dolar civarında.

Çarpıcı birkaç örnek verecek olursak; 5 yıldızlı bir tesisin yıllık yumurta tüketimi 250 ila 300 bin arasında, her otelde yıllık 20 ton civarında peynir tüketilmekte.

Turizm sektöründeki hareketlilik diğer sektörleri doğrudan etkiliyor. Turizm sektörünün büyümesi ve gelişmesi diğer sektörleri de geliştirmekte ve büyümelerine yardım etmektedir.

Sadece tüketilen ürünlere ilişkin pazarlara değil aynı zamanda da sektör otellerin inşa ve yatırım sürecinde diğer sektörlerden mal ve hizmet alarak bu sektörlerinde gelişimine destek olmakta. Otel yatırımı için gerekli olan yaklaşık 220 kalem ürün diğer sektörlerden sağlanıyor.

Kabaca bir rakam verecek olsak 5 yıldızlı bir tesisin işletmeye açılabilmesi için geçen sürede arsa bedeli hariç 20 milyon avroya yakın bir iş hacmi oluşmaktadır. Bu bedel diğer sektörlerin kalkınmasına ciddi destek olmaktadır.

Turizm sektörünü yarattığı istihdam konusunda inceleyecek olursak diğer sektörlerle karşılaştırıldığında turizm sektörü daha düşük yatırımla daha fazla istihdam sağlayarak ülkemizdeki istihdam probleminin çözülebilmesinde önemli bir rol oynamak. Üstelik dünyada ve ülkemizde sanayi kuruluşlarında istihdam azalmakta, buna karşın turizm sektöründe istihdam artmaktadır.

Turizm sektöründen sağlanan gelire ilişkin göze çarpan en önemli noktalardan biri de turizmin dışa bağımlılığının hiç olmaması. Turizmde ürün ülke kaynaklarıyla bir araya getirilebilirken diğer sektörlerde bu tam tersi bir tablo sergilemekte.

Turizm sektörü ülkemizin geleceği açısından değerlendirildiğinde, en önemli sektörlerin başında geldiği görülüyor. En az dış kaynakla en fazla döviz getiren sektör konumundadır. Sektörün desteklenmesi ve gelişmesi için çaba gösterilmeli ve ülke ekonomisine katkısı göz ardı edilmemelidir.

Unutmayalım ki sadece turizmci turizmden para kazanmıyor, daha nice sektör çalışanı dolaylı olarak turizmden ekmek yiyor.

Türk turizmcisi bütün artan fiyatlara ve maliyetlere göğüs germeye devam ediyor. Oysa ki sektör, ülkemizin dünya turizmindeki yerini daha üst mertebelere çıkarmak için elinden geleni yapıyor.

Ama artık artan maliyetler ve kur baskısından dolayı turizm sektörü boğulmak üzere ve yavaş yavaş tehlike sinyalleri veriyor.

[TurizmdeBusabah] [21 Ekim 2010]

11 Ekim 2010

ACI: Havacılık dünyada küçüldü Türkiye büyüdü [Tolga ÖZBEK]

İstanbul’da yapılan Airport Exchange 2010 toplantısında Türkiye’nin havacılık sektöründeki büyümesi dikkat çekti. Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) Avrupa Direktörü Olivier Jankovec ekonomik kriz nedeniyle sektörün 100 milyon yolcu kaybettiğini belirterek, “Üyelerimiz küçülürken Türkiye’deki havalimanları yüzde 8 büyüdü” dedi.

HER yıl 5 milyar yolcu ve 77 milyon uçuşa ev sahipliği yapan 179 ülkeden 575 havalimanının CEO’su İstanbul’da yapılan Airport Exchange 2010 toplantısında buluştu. TAV Havalimanları Holding ev sahipliğinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’ndaki Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) tarafından gerçekleştirilen toplantıda ekonomik krizin havacılığa etkisi tartışılırken Türkiye’nin hava taşımacılığında hızlı büyümesi dikkatle izlendi.
Yılda 5 milyar yolcu
TAV Havalimanları Holding CEO’su Sani Şener havayolu taşımacılığının oluşturduğu ekonominin büyüklüğüne işaret ederek, şöyle konuştu: “20 bin yolcu uçağı, 150 bin gökyüzü otobanından yılda 5 milyar yolcu taşıyor. Bugün havayollarının oluşturduğu ekonominin yerine geçecek internet dahil hiçbir alternatif ekonomi bulunmuyor. Yarattığımız ekonomi büyümeye devam edecek. Türkiye’de bu yıl yolcu sayısı 100 milyonu aşacak. Son 8 yılda THY uçak sayısını 144’e yükseltti. Yakın gelecekte 189’a çıkartacak. 33 milyon olan yolcu sayısı 100 milyonu buldu. Kurulurken hedeflediğimiz 10 yılda 10 havalimanı işletme sayısına ulaştık. Yeni hedefimiz yolcu trafiğini yıllık 40’tan 100 milyona çıkartmak.”
Dikkat çekici büyüme
Ekonomik kriz nedeniyle sektörün 100 milyon yolcu kaybettiğini, kargoda yüzde 13 kayıp yaşandığını anlatan ACI Avrupa Direktörü Olivier Jankovec, şu değerlendirmeyi yaptı: “Üyelerimiz küçülürken Türkiye’deki havalimanları
yüzde 8 büyüdü. Havalimanlarındaki artış Türkiye’nin ekonomisinin gelişmesinde önemli bir katkı sağladı. Sektörün Türkiye’deki büyümesi dikkat çekici.”
Çevre bizim için önemli
Toplantıya havalimanlarının üst yöneticileri ile birlikte 800 delegenin katıldığını söyleyen ACI Avrupa Başkanı Ad Rutten ise, “Toplantıda aldığımız kararlar havalimanlarının yeni vizyonunu oluşturacak. En önemli konuların başında çevre geliyor. Aynı zamanda ACI Yönetim Kurulu Üyesi olan Sani Şener’in desteği ile TAV Havalimanları Karbon Akreditasyonu’nun ilk üyelerinden oldu” dedi.
Büyümemiz yüzde 15’i buldu
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal “Havacılık sektöründe yaşanan tüm gelişmeleri, yaşadığımız deneyimleri paylaşarak farkındalığımızı artıracağımız bir ACI konferansının bize yeni ufuklar açmasını diliyorum. 2009’da krizin etkisi ile pek çok ülke trafiğinde etkin düşüşler yaşanmıştır. Türkiye hava trafiği 2009 yılında hizmet verdiği 1.066.553 trafik ile yüzde 5.4 artış kaydetmiştir. 2010 yılı ağustos sonu itibariyle artış oranı yüzde 15’tir” dedi.

Sikorsky: Küresel pazar için tam zamanı

SIKORSKY Aircraft Stratejik Ortaklıklar Başkan Yardımcısı Stephen Estill, Türk Genel Maksat Helikopter Projesi’ne Sikorsky’nin verdiği teklife ilişkin “Türkiye, küresel pazarda yer almak istiyorsa tam zamanı, yoksa 10 yıl daha bekleyecek” dedi. Estill, Sikorsky’nin ortak kuruluşu olan ve Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Alp Havacılık’ın Genel Maksat Helikopter Projesi kapsamında düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada, Türk Genel Maksat Helikopter Projesi için Türkiye’ye yaptıkları teklifin emsalsiz ve muhteşem olduğunu belirterek, program kapsamında dünyaca ünlü Black Hawk helikopterinin tüm sofistike transmisyon ve aviyonik sistemlerinin Türkiye’de üretileceğini kaydetti. Program kapsamında Black Hawk’ın Türk havacılık sektörüne önemli bir ihracat girdisi sağlayacağını anlatan Estill, şöyle konuştu: “Black Hawk, genel maksat helikopterlerinde dünya standardı demek. Black Hawk’ı önümüzdeki onlarca sene çok kuvvetli bir talep olarak görüyoruz. Sikorsky, mevcut siparişlere göre önümüzdeki 12 yıl boyunca yılda 150 Black Hawk ve Seahawk üretimi yapacak. Küresel talebe baktığımızda 20 yıl boyunca 4 bin Black Hawk talebi ön görüyoruz. Black Hawk’ın bize verdiği güvenle, Türk Genel Maksat Helikopteri Programını kazandığımız takdirde, derhal Türkiye’ye 1 milyar dolarlık sipariş vermeyi garanti ediyoruz.”

[Hürriyet Gazetesi]

Hamdi Topçu, THY'nin büyüme stratejisini anlattı [Turizmde Bu Sabah]

Türk Hava Yolları'nın Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Hamdi Topçu, Türkiye'ye gelen yabancı ziyaretçi sayısının yeterince iyi değerlendirilemediğine dikkat çekerken yeni uçakların alımıyla birlikte uçuş noktalarını arttıracaklarını söyledi.

Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Hamdi Topçu, World Travel Awards'da Türk Hava Yolları'nın "Avrupa'nın en iyi business class havayolu" ödülünü almasının ardından TurizmdeBuSabah'a açıklamalarda bulundu.

WTA'da son yedi yılda büyümesini sürekli devam ettiren, bilançosunu kârla kapatan ve uçuş hizmet kalitesini geliştiren havayolu şirketi olarak bu ödüle layık görüldüğünü dile getiren Topçu şunları söyledi:

"Türk Hava Yolları'na son yedi yılda baktığınız zaman ortalama her yıl yüzde 20 büyüyor. Bu büyüme şu anda dünyanın en fazla uçulan nokta sayısı bakımından Türk Hava Yolları'nı 8'inci sıraya getirdi.

Bilançosunu en yüksek kârla kapatan üçüncü şirket olduk. Avrupa'nın en iyi havayolu şirketi seçildik. Birçok alanda hep iyiye doğru giden, uçuşlarını ve frekanslarını artıran bir Türk Hava Yolları var." 

Dünyadaki krizi değerlendirerek uçuş sayısını artırdıklarını, böylece krizde yüzde 20 kâr ettiklerini belirten Hamdi Topçu, THY'nin 2010'un son çeyreğinde 10 yeni sipariş verdiğini söyleyerek "Bunlardan beş tanesi 300'a 300 uçaklar, beş tanesi de 770' 300 uçaklar.. 770'e 300 uçaklar da en yeni ve geniş uçaklardan. Bu yeni sipariş ettiğimiz 770'ler de önümüzdeki Ağustos'ta bize teslim edilecek. Bunlar, 89 uçak siparişimizin bir bölümü. Uçaklar gelmeye başladıkça hem uçtuğumuz nokta sayısı hem de uçtuğumuz frekans sayıları artacak" dedi.

Türkiye turizmini ve genel turist potansiyelini değerlendiren Hamdi Topçu, İstanbul'da turist sayısı arttığı gibi Türkiye'nin her yerinde arttığını ancak Antalya'yı gerektiği gibi değerlendiremediğimizi de ekledi. Topçu şunları söyledi:

"Turistler sadece her şey dahil tatil için buraya gelmemeli, Antalya'nın yakınındaki güzellikleri ve başka şehirleri de görmeli. Bugün burada denize giriliyor, ama Erciyes'e de kar yağdı ve kayak yapılıyor. Şimdi böyle bir potansiyel var. Bunu hem otelciler, hem turizmciler iyi kullanmalı. Biz de bu potansiyele ve taleplere en iyi cevap vermeye çalışacağız.

Yoksa Türk Hava Yolları'nın direkt uçuşları genelde Avrupa'daki Türklere yönelik bir hareket. Yabancı yolcular da tabii bu direkt uçuşları kullanırlarsa çok mutlu oluruz, böylece onlar Anadolu ile tanışmış olur. Zaten Anadolu'da birçok şehir turizmle geçiniyor. Antalya, Kapadokya gibi... Ama buralar daha fazla nasıl turist alır? Turizm Bakanlığı bu konuda çalışmalar yapıyor. Karadeniz'e nasıl turist çekebiliriz, Akdeniz'i nasıl daha kaliteli bir turizm destinasyonu yapabiliriz? Buradaki oteller, tur operatörleri, özel havayolu şirketleri hepsi üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. Biz de global olarak üzerimize düşen neyse onu yapmaya çalışıyoruz ve yapacağız."

06 Ekim 2010

Bizimki 77 santim değil ama zamanında kalkıyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genç Girişimciler Kurulu Başkanı ve Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, aile şirketleri ortamında büyüdüğünü belirterek, “Aile fertleri, kendi kendine yeter sanıyor. Aile şirketlerinin sorunu var. Bu sebepten dolayı aile şirketinden ayrıldım” dedi.

Türkiye Global Kobiler Platformu dahilinde ‘İş Ortağım Buluşmaları’ programında konuşan Ali Sabancı, bir ülkenin kalkınması için kadınları unutmaması gerektiğine dikkat çekerek, aile şirketlerine değindi. Başarısının arkasında şirket çalışanlarının gayretleri olduğunu anlatan Sabancı, “Ben aile şirketi ortamında büyüdüm. Babam ve amcalarımla fabrikaya gitmeyi severdim. Aile şirketlerinin şu sorunu var. Aile fertleri, kendi kendine yeter sanıyor. Bu sebepten dolayı ayrıldım” diye konuştu.
‘BİZİMKİ ZAMANINDA KALKIYOR’ ESPRİSİ
Kasım 2006’da Pegasus’un filosundaki 19 uçaktan sadece 1’nin kendilerine ait olduğunu, diğerlerinin kiralık olduğunu hatırlatan Sabancı şunları söyledi:
“Şimdi 30 uçağımız var. Filo yaş ortalamamız 6.5, şimdi 5,7 oldu. 4 yıl önce 12 uçak siparişimiz vardı, şimdi 40 uçak siparişimiz var. 4 yıl önce 800 milyon dolar yatırım yapmışız, şimdi 3,2 milyar dolara ulaştık. 4 yıl önce 3 milyonun altında yolcu taşırken şimdi 8.3 milyon taşıyoruz. Haftada 490 uçuş yapıyorduk, şimdi bin 500 uçuş yapıyoruz.”
Pegasus Havayolları’yla ilgili bilgiler verirken şu espriyi yapan Sabancı, “Bir havayolu 3-4 yıl önce kısa bir reklam yaparak ‘Bizimki 77 santim’ dedi. Vallahi bizimki 77 santim değil. Ama bizimkinin bir avantajı var. O da zamanında kalkmasıdır. Misafirler bunu istiyor” dedi.
[Hürriyet Gazetesi][05 Ekim 2010]

KKTC, yeni bir havayolu şirketi kuracak

KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ersan Saner, ''KKTC bayrağını yeniden göklerde taşıyacak yeni bir havayolu şirketi kurulması için Türkiye Cumhuriyeti hükümetiyle anlaşmaya vardıklarını'' açıkladı.

Saner, KKTC'de temaslarda bulunan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'le görüşerek, ekonomik faaliyetlerini durduran Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın (KTHY) yerini alacak yeni bir havayolu şirketi kurulması için anlaşmaya vardıklarını bildirdi.

Bakan Saner, Türk Ajansı-Kıbrıs'a (TAK) yaptığı açıklamada, ''Türk Hava Yolları'nın (THY) tecrübe ve birikimlerinden faydalanarak KKTC bayrağını göklerde taşıyacak, özel şirketlerin de hissedar olacağı bir şirket yapısıyla yeni bir havayolu şirketi için anlaşmaya vardık'' dedi.

Bakan Çiçek'in başından beri büyük katkı ve destekleri olduğunu ve bu yapıya ulaşmasında çok etkin bir rol aldığını belirterek, KKTC halkı adına Çiçek'e sonsuz teşekkürlerini dile getiren Saner, yeni havayolları konusundaki çalışmalar için gerekli ekiplerin oluşturulacağını ve süratle çalışmaların başlayacağını bildirdi.
[Zaman Gazetesi]

30 Nisan 2010

3.3 milyar dolarlık zarar nasıl kapatılacak?

Avrupa Birliği, İzlanda'da yaşanan volkanik patlamanın havacılık sektöründe açtığı zararları kapatmak için harekete geçti. AB, 3.3 milyar dolara varan toplam zararın kapatılması için havayolları üzerindeki yükleri hafifletmeyi planlıyor. İşte ayrıntılar...
Avrupa Birliği, İzlanda'daki volkanik patlamanın havayolu şirketlerine verdiği 3.3 milyar dolara varan zarar için harekete geçti.

Avrupa Hava Trafik Kontrol Ajansı, volkanik kriz sürecinde kapalı kalan hava sahalarının durumuna ilişkin özel bir araştırma başlattı. Bu kapsamda havacılık uzmanlarından oluşan bir komisyon oluşturuldu.

Komisyon, kül bulutuyla ilgili kapsamlı bir değerlendirme hazırlayacak. Değerlendirmede kül bulutunun havacılık sektörü üzerinde yarattığı tehdit ve bu nedenle hava sahalarının kapalı kalışı gibi konular mercek altına alınacak.

KALLAS: "HAVAYOLU ŞİRKETLERİ ÜZERİNDEKİ YÜKÜ HAFİFLETMELİYİZ"

Avrupa Komisyonu Ulaşım'dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Siim Kallas, konuyla ilgili yaptığı açıklamada üye ülkelere, havayolu şirketlerini acil bir şekilde rahatlatma çağrısında bulundu.

Kallas, havayolu şirketlerinden alınan hava trafik kontrol servis hizmeti ücretlerini erteleme talebinde bulunduklarını söyledi. Kallas "Artık normale dönmeye başladığımıza göre havayolu endüstrisindeki yükleri de hafifletmeye odaklanabiliriz. Avrupa Ulaştırma Komisyonu aynı zamanda benzer bir durumun bir daha yaşanmaması için yapısal değişikliklerin hayata geçirilmesini öneriyor."

SINGLE EUROPEAN SKY, 2010 SONUNA KADAR OLUŞTURULABİLİR

Avrupa hava sahasının kapalı kalması nedeniyle toplamda 100 bin tarifeli uçuş iptal edilirken 10 milyon yolcu da gittikleri ülkelerde mahsur kalmıştı. Kallas, volkanik kriz nedeniyle 2.5 milyar Euro'ya varan bir zarar oluştuğunu belirtirken havacılıkla bağlantılı birçok sektörün de büyük zarar gördüğünü ifade etti. Avrupa hava sahasının tek bir düzenleyiciye ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Kallas, 2010 yılı sonuna kadar "Single European Sky" olarak adlandırılabilecek bir yapının oluşturulabileceğini söyledi.

[Turizmde Bu Sabah] [30 Nisan 2010]

IATA: ULUSLARARASI HAVAYOLU TRAFİĞİ ARTTI

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), uluslararası hava yolu trafiğinin Mart ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10,3 oranında arttığını bildirdi.
IATA Başkanı Giovanni Bisignani yaptığı açıklamada, daha önce küresel ekonomik krizden önemli oranda etkilenen Avrupa hava yolu şirketlerinin, hava trafiğini felç eden kül bulutu nedeniyle Nisan ayında daha zor durumda kaldığını vurguladı.
Bisignani ayrıca, İzlanda'daki yanardağın püskürttüğü kül yüzünden oluşan kül bulutunun hava yollarına verdiği zararın 1,7 milyar doları aştığını kaydetti.
Giovanni Bisignani, Mart ayı sonuçlarının toparlanmanın hızlı olduğunu gösterdiğini ancak, durgunluğun geçmediğini ifade ederek, sektörün büyümede iki yıl kaybettiğine dikkat çekti.
Dünya genelinde 230 hava yolu şirketini temsil eden IATA'nın yayımladığı raporda, yolcu uçuşlarındaki doluluk oranının yüzde 78 düzeyinde bulunduğu, kargo talebinin bu yıl Mart ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28,1 arttığı, doluluk oranının ise yüzde 57,1 yükseldiği bildirildi.
Hindistan ve Çin'deki güçlü büyümenin etkisiyle Asya-Pasifik bölgesindeki talebin yüzde 12,6 oranında arttığı belirtilen raporda, Japonya ekonomisindeki büyüme konusunda da oldukça iyimser oldukları vurgulandı.
Avrupalı ve ABD'li hava yolu şirketlerinin Marttaki faaliyetlerinin zayıf olmasına rağmen Şubat ayına göre daha iyi sonuç elde ettikleri vurgulanan raporda, hava yolu trafiğinin Avrupa'da yüzde 6, Kuzey Amerika'da ise yüzde 7,8 arttığına dikkat çekildi.
Raporda, en yüksek talep artışının yüzde 25,9'la Orta Doğu'da kaydedildiği bildirilerek, Afrika'da ise yüzde 13,6 oranında artış olduğu belirtildi.
Raporda ayrıca, Latin Amerika'daki faaliyetlerin ise Şili depremi nedeniyle yalnızca yüzde 4,6 oranında artış kaydettiği vurgulandı.
 [Air News Times]  [30 Nisan 2010]

13 Mart 2010

Dünya havayolu sektörü “toparlanıyor” [Milliyet Gazetesi]

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), küresel havayolu sektörünün bu yıl toparlanacağını belirterek, bu yıla ilişkin zarar tahminini 2,8 milyar dolara çekti.

240 havayolu şirketini temsil eden IATA’dan yapılan açıklamada, hem yolcu hem uçuş sayıları artarken küresel havayolu sektörünün bu yıl toparlanacağı ifade edilerek, sektör için hala zarar beklendiği, ancak Aralıktaki tahminin yaklaşık yarısı kadar olacağının tahmin edildiği belirtildi. Birlik, bu yıl geneli için daha önce 5,6 milyar dolar olan zarar tahminini 2,8 milyar dolara çekti.Açıklamada, “Önümüzde mavi gökyüzü görmeye başlıyoruz” denildi.Birlik, geçen yıl yüzde 2,9 düşen yolcu sayısının bu yıl yüzde 5,6 artmasını, geçen yıl yüzde 11,1 düşen kargo talebinin de bu yıl yüzde 10 artmasını bekliyor.

IATA Başkanı Giovanni Bisignani, yaptığı açıklamada, doğru yöne gidildiğini, toparlanmanın güçlü olduğunu, ancak hala kriz öncesi seviyede bulunulduğunu söyledi.Havayolun sektöründeki toparlanmanın devam edeceğini söyleyen Bisignani, buna karşılık Avrupalı ve ABD’li taşıyıcıların Asya ve Latin Amerikalı havayollarının gerisinde kaldığını ifade etti. IATA, bu yıl Avrupalı havayolu şirketlerinin toplamda 2,2 milyar dolar, ABD ve Kanadalı şirketlerin 1,8 milyar dolar zarar etmesini öngörürken, buna karşılık Asya-Pasifik bölgesindeki havayolu şirketlerin 900 milyon dolar, Latin Amerikalı şirketlerin ise 800 milyon dolar kar etmesini bekliyor.